2 Temmuz 2008

CLUB VOYAGE BELEK SELECT




Sevgili İmge, ( bknz. http://imgetan.blogspot.com/) sonunda Kerem'den fırsat bulup bu gönderiyi yazabiliyorum. En iyisi tatilimizi baştan anlatayım. Ben ilk defa Sabiha Gökçen'den uçtum ve trafik açısından pek rahat oldu. Bebişle tatile çıkacağımız için arabayla gidip havaalanının otoparkına park etmeyi düşünüyorduk. Sabiha Gökçen'in otopark tarifesi de bildiğimiz kadarıyla makuldu ancak son dakika golü, işletme Limak Şirketler Grubu'na geçmiş ve otopark ücretleri de %70 (hatta daha bile fazla olabilir) artmış, bu konu gazetelerde de eleştirilmişti. Kendilerini bir yerlere havale edip, taksiyle gitmeye karar verdik. İstanbul'da taksiye binmekten hiç haz etmediğim için shuttle servisinde karar kıldık. Herkese tavsiye ederim. (http://www.securedrive.com.tr/) Volkswagen Caravelle ile adresinizden alınıyorsunuz.
Çok şükür uçak bebek doluydu ve Kerem bebek de arıza çıkarmadı. Antalya'ya indiğimizde ETS görevlileri bizi karşıladı ve otele sorunsuz transfer edildik. Bu arada executive paketi satın aldığımızı belirteyim ki yazımın sonunda siz de otelin artılarını ve eksilerini görüp bu paketi satın almaya gerek olup olmadığına karar verin. Bu yazıyı objektif bir gözle yazmaya çalışacağım, ne ETSciyim ne de rakiplerindenim. Ne diyordum, otele vardığımızda kimse bizi karşılamadı çünkü hırdavatçı bir firmanın bayi toplantısı varmış ve herkes onlar için seferber olmuştu. Oysa bize söylendiği üzere çiçeklerle karşılanmayı beklemiştim:o) Bayi toplantısını görünce başımdan aşağı inen kaynar sularla, bebeğim kucağımda resepsiyonda kalakaldım. Bayi toplantısı olan tesiste tatil yapmak ne menem bir şey yaşayanlar bilir. Fazla söze ne hacet. Böyle bir tesisin olması gereken müşteri profilinden çok uzak, kendisi böyle bir tesisin ücretini karşılayamayacak veya karşılayabilecek ama böyle bir tercih yapmaktan uzak olan insanlarla tatil yapma fikri beni çıldırttı. Burada elitistlikle suçlanacağımdan eminim ama eğer insanlara ciddi rakamlar ödeterek bu tesisi pazarlıyorsanız, "high season" da bayi toplantısı kabul etmemelisiniz. Çalışan servis elemanları bile söz konusu güruhun görgüsüzlüğünden ve kabalığından rahatsız oldular ve bunu sohbetlerimizde dile getirdiler. Neyse ilk şoktan sonra bizimle tatil süresince ilgilenen Misafir İlişkileri Sorumlusu Olga Hanım ile tanıştık. Olga çok şeker bir insan ve tüm tatilimiz boyunca bir dediğimizi ikiletmedi, elinden geleni yaptı. Çok iyi Türkçe konuşuyor. Daha önce TGRT'de çalışmış olduğunu öğrendik.
Odamız kesinlikle çok konforluydu. Bebek yatağı isteğimiz üzerine konulmuştu. Geniş bir terasımız olması ve odanın da geniş olması bizim için önemliydi çünkü eski tatillerdeki gibi saatlerce güneşlenmek ya da denize girmek tahmin edeceğiniz üzere mümkün değildi. Odada bol bol vakit geçirecektik. Belirtmeliyim ki Voyage Belek kesinlikle çok güzel bir tesis. İnce ayrıntılar var. Odalarda kullanılan tekstilden tutun da, banyodaki armatürlere kadar bir çok ayrıntı pek başarılıydı. Kerem bebek babasıyla bol bol hidromasaj küvetine girdi ve çok eğlendiler. Bu arada bebekliler için not; biz yanımıza eczaneden antiseptik solüsyon alıp hem küveti hem de jakuziyi dezenfekte ettik. Bebişi sokacağımız için ne olur ne olmaz dedik ve çok şükür bir problem de yaşamadık. Ne diyordum...odayı anlatıyordum. Oda dışında köyün içinde belirli noktalara serpiştirdikleri modern objelere bayıldım. Gelelim deniz mevzuna. Deniz öğlene kadar çok güzeldi ancak öğleden sonra rüzgarlı, dalgalı ve doğal olarak kum olduğu için de bulanıyor yoksa mavi bayraklı. Kemer'in denizini aramadım desem yalan olur. Ama bunu bilerek gittiğimiz için pek sorun etmedik.
Asıl sorunsa yemeklerdi. Ah İmgecim, sanırım geçen sene yemekler iyiydi çünkü bu sene ana restoranın yemekleri çok ama çok başarısızdı. Berbat kelimesini kullansam inan abartmış olmam. Biraz detay vermek istiyorum. İlk bir kaç gün kahvaltımızı ana restoranda yaptık. Hamur işleri çok kötüydü. Poğaçalar, simitler "at kafayı yarsın" denilecek kadar sert ve lezzetten yoksundu. Daha sonra çıkışımıza kadar odaya kahvaltı istedik. Çok da iyi oldu. Terasta denize karşı ve Kerem'le sakin sakin güne başlamış olduk. Öğle yemekleri için mecburen ana restoranı kullandık ve ben resmen aç kaldım. Izgarada bir gün dışında her gün tavuk çıktı. O da sert ve lezzetsiz. Hamileyken beyaz et yiyememeye başlamıştım ve hala da genellikle yemiyorum. Patates kızartmasının tam pişmemiş ve içi buzlu buzlu servis edildiğine şahit oldum. Hangi birini anlatayım bilemiyorum. Nasıl yıkanıyorsa bazı günler temiz yemek tabağı bulmak bile sorun oldu. Yemekler genelde çok lezzetsizdi ve uzun kuyruklar vardı. Gözlemlediğim kadarıyla aşçılar çok genç ve büyük ihtimalle tecrübesiz olabilirler. Bir de benim daha önce gittiğim tesislerde gözlemlediğim baş aşçı restoranı her gün denetler, kontrol eder. Maalesef Voyage Belek'te ana restoranı ne denetleyen ne de kontrol eden var. Restoran fabrika tesis mantığıyla işliyor. En dramatik olansa aşçılar ve ETS çalışanları yemeklerin vehametinin farkında değiller ya da değillermiş gibi yapıyorlar. Benim sorguladığım nokta şuydu. ETS bunu bilinçli olarak maliyetten kısıp, kar marjını yükseltmek için yapıyorsa çok yanlış yapıyor. Satın almacıda da problem var. Anlatya'da bu mevsimde içi bu kadar beyaz domatesleri servis eden tesisisin o 5 yıldızlarını tek tek sökmek gerek! Haksız mıyım sayın okur? Sayın ETS, artık bu duyumlar çok çabuk yayılıyor. "Word of mouth" diye bir kavram var!!! Emin olun ne yaparsanız kendinize yaparsınız. Benden söylemesi...
Akşam yemeklerimizi alakart restoranlarda yiyebildiğimiz için şanslıydık. Fransız Bistro'su dışında alakartlar çok başarılıydı. Hayatımda yediğim en berbat Cafe de Paris soslu biftek (bonfile olmalıydı) servis edildi. Sos ayrı bir rezalet, et sinir içinde ve kazık gibiydi. Hint Restoranı Jashan (kuzu ısmarlayın, aşçı Pakistan'danmış), Meksika Restoranı (dana fajita ısmarlayın) ve Çin Restoranı kesinlikle çok iyiydi. Rum tavernasında canlı müzik iyiydi, yemekler de idare ediyordu. Son gece ücretli olan (cüzi bir rakam) Teppanyaki Japon Restoranı'na gittik ve Endonezyalı aşçı çok başarılıydı. Hem çok eğlendik, hem de son derece leziz yemekler yedik. Pastane ve Sütiş tatlıcısı da maalesef benden geçer not alamayacak kadar vasattı. Tatlılardan sorumlu aşçının sanırım haşhaş zaafı var. Haşhaşlı kek, haşhaşlı puding, haşhaşlı muhallebi ve her gün aynı tatlılar. Bayılttı bizi.
Prensip olarak hijyen açısından havuzlara hiç bulaşmadık. O yüzden havuzlarla ilgili yorum yapamıyorum ama büyüklük ve görüntü açısından gayet başarılı görünüyorlardı. Başka başka...Bir de yazmazsam olmaz çalışanlar, restorandan tutun da kat görevlilerine kadar son derece konuksever ve özveriliydi. Odamızı her gün yaşanabilir hale sokan ve ayrılacağımız gün Kerem'e havlulardan, pet su şisesi kapağından mavi gözlü fil yapan Dudu ablamıza sevgiler gönderiyorum.
Sunset Jazz Bar'dan bahsetmezsem olmaz. Canlı müzik harikaydı ama biz Kerem yüksek sesten rahatsız olacağı için sadece uğrayıp çıktık yoksa sigara içilmiyor. Planet Bar'ı da ücretsiz kullanabildiğimiz için espresso zevkimizden mahrum kalmadık. Normal barlarda sadece nescafe servis ediliyor.
Yazmayı unutmuşum ekleme yapayım. Voyage Belek'in SPA'sına bayıldım. Ambiyans harikaydı. Loş, çok hoş dekore edilmiş, dinlendirici. Meltem(soyadını unuttum) bana 20 dk. sırt masajı yaptı ve çok başarılıydı. Ege Üniversitesi'nden mezunmuş. Daha önce başka bir tesisin SPA'sında Endonezyalı bir masöze Bali masajı yaptırmış, kadının aceleci ve baştan savmacı tutumundan rahatsız olmuş, dolayısıyla rahatlayacağıma daha beter stres olmuştum.
Son gün otelden ayrılırken, bavullarımızı resepsiyona gönderdik ve ana binada lobide otururken, bir kaç ailenin Müşteri İlişkileri yetkilileriyle tartıştığına şahit olduk. Ne yalan söyleyeyim açtık antenleri dinledik. Zaten duymamak mümkün değildi. Konu tahmin edeceğiniz üzere yemeklerdi. İnsanlar yemeklerin berbat olduğunu, lezzetli yemek bulmakta zorlandıklarını dile getiriyorlardı. Alakartları öneren görevlilere rezervasyon yapmanın mümkün olmadığını ifade ediyorlardı. Benim gözlemlediğimse alakartlar sınırlı sayıda misafir ağırlıyor ve maalesef executive odalarda kalanların önceliği var. Dolayısıyla normal odalarda kalanlar bu konuda biraz şanssız olabilirler. Onları tartışır halde bırakıp otelden ayrıldık.
Son olarak bebekli ilk tatilimiz, ana restoranın kötü olması dışında gayet güzel geçti. Kerem hasta olmadı. Güneş yanığı da olmadı. Denize girdi D vitamini aldı. İnsanlara gülücükler dağıttı ve sosyalleşti. Bir anne tatilden başka ne ister ki? :o)))


Dip Not: Üstteki fotoları 06.11.2008 tarihinde ekledim. Fotoğrafları Teppanyaki Restoran'da çekmiştim.

3 yorum:

  1. Özlemcim,

    Tatilden döndüğümden beri gözümü açar açmaz ilk iş senin bloga bakmak oluyordu. Beklediğim yazı geldi sonunda, ama beklediğim şekilde gelmedi maalesef..:(

    Bayi toplantısının size denk gelmesi gerçekten şanssızlık olmuş ve dediğin gibi bu sezonda böyle bir organizasyon almaları da biraz yanlış olmuş.

    Belek'in denizi konusunda hemfikirdik zaten. Kesinlikle Kemer ile karşılaştırılamaz.

    Ama yemekler konusunda yazdıklarına şok oldum diyebilirim! Her gün tavuk ve buzlu patates kızartması, bırak beş yıldızlı tatil köyünü, Antalya'nın herhangi bir yerindeki pansiyonda bile verilmez bence! A la Carte'lar ve Jazz Bar'ın bozulmamış olduğunu duymak güzel, ama tatil köyünün ana restoranının çok önemli olduğu düşünüyorum.

    Herhalde bizim şansımız da tesisin ilk açıldığı sene gitmiş olmamızdı. Ama ne olursa olsun, ETS'nin çalıştığı ve her gün gazetelerde diğerlerinden ayrı olarak boy boy reklamları çıkan bir tesisin aynı kalitesini sürdürmesi şart!

    Yine de bunlara çok fazla takılmadan "tatil olsun bizim olsun" diyerek :) tatilin keyfini çıkarmış olmanıza sevindim. Bu mola size de Kerem'e de genel anlamda iyi gelmiş olmalı.

    Umarım restorana her girişinde benim kulaklarımı çınlatmamışsındır! :)

    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Yok İmgecim üzülme sen, kulaklarını hiç çınlatmadım. Direkt ETS politikası dedim geçtim. Kerem bebek tatilden çok memnun kaldı. Aslında Kerem bebek tatili oldu desek yalan olmaz. Küçük adamın keyfine göre Mehmet ve ben figüran tatilciler şeklinde geçindik. :o) Kerem bu ara diş çıkarıyor ve yürümek istiyor. Çok zor bir dönem geçiriyoruz. Bir ara fırsat bulursam senin tatil dönüşü yazılarını okumak istiyorum.

    YanıtlaSil
  3. merhabalar yorumlarinizi okuyunca cok korktum bizde bu haziran yerimizi ayirttik belek voyage gitcez 4seneden beri voyage sorgun a gidiyorduk degisiklik olsun demistik orasi cok güzel yemekleride harikaydi eger öyle birseyle karsilasirsam emin olun orayi ayaga kaldiririm saten simdiden sinirlendim selam

    YanıtlaSil