22 Nisan 2007

KAZAN ANTEBİ'Yİ ÇOK BEĞENDİM

Burnumuzun dibinde olmasına rağmen Kazan Antebi'ye gitmek bir türlü kısmet olmamıştı. Bugün fırsat bu fırsattır dedik ve öğle yemeği için gittik. Saat 14:00 gibi restorandaydık. Ortam çok hoş, insanı yormayan sade ve rahatlatıcı bir dekor mevcut. Gittiğimizde pek kalabalık değildi. Servis elemanları son derece kibar ve temiz(İstanbul'un bazı ünlü kebapçılarında görünüşte temiz, pak ama yanınıza yaklaştığında buram buram ter kokan garsonlar mevcut değil) . Tek garip gelen çaldıkları geleneksel Japon müziği tarzındaki albümdü. Yöresel yemek ve kebap servis eden restoranda neden bu müzik çalınmakta anlam veremedim ama ses seviyesi iyi ayarlanmıştı ve insanı rahatsız etmiyordu. Bir süre sonra kanıksadım. Gelelim ne yedik ne içtik. Ben Simit Kebabı denedim ve çok beğendim. Baharatlı ve çam fıstıklı, köfte tarzında leziz bir yöresel kebap. Mehmet klasik tercih yaptı ve Ali Nazik tercih etti, pek de memnun kaldı. Gavurdağı salatası mükemmel, gitmeyi düşünenler mutlaka denemeli. Hemen hemen tüm kebabçılarda üç aşağı beş yukarı aynı lezzette ve tarzda yapılan bu salataya bence farklı bir yorum getirmişler belki de Antep'te gerçekten böyle bilemiyorum. Bildiğimse malzemelerin mevsim zamanlarda Antep'ten ve Antakya'dan geldiği. Gelelim içli köfteye, şu ana kadar İstanbul sınırlarında yediğim en lezzetli içli köfte diyebilirim. Kimlerle kıyasladım Tike, Kaşıbeyaz, Adana Dostlar, Hamdi, Sahan, Develi, vs. unuttuğum var mı bilmem. Kriterim nedir peki. Etin aşırı yağlı olmaması, sinirsiz olması, içli köftenin dış kabuğunun mümkün olduğu kadar ince olması, kızarmış olmasına rağmen kuru olmaması ve yağlılık durumu. İçli köfte kızarmış olmalı bana göre haşlamasını sevmiyorum. Kazan Antebi'nin içli köftesinin dış kabuğu oldukça ince. Siteyi takip edenler et konusundaki titiz takıntılı ruh halimi bilir, yani kullanılan et benden geçer not aldı. Ayrıca bıçakla kestiğinizde tabağınız kırmızı yağ gölcüğü olmuyor. Kesinlikle çok beğendim. Bunun dışında kuru patlıcandan yapılmış ve sıcak servis yaptıkları ekşili Antep dolması son derece lezizdi. Arap köftesi de tattıklarımız arasındaydı ve çok başarılıydı. Semiz otu üzerinde süzme yoğurt ve ağırlıklı bulgur kullanılarak yapılmış minik köfteler. Tüm bunların üstüne Antep'ten gelen Zeki İnal'ın kuru baklavası. Mehmet pek beğenmedi baklavayı belki biraz beklemiş olabilir ama ben sevdim. Bu mekanın güzel yanı bu kadar tıka basa yedik ve midemiz hiç rahatsız olmadı. Demek ki kullandıkları malzemeler, özellikle kızartma yağları kaliteli. Bu restoran benden geçer. Şimdi okuyup ta Kazan Antebi ile akrabalık var mı diye aklına gelen varsa Allah'a havale ediyorum. :o) Burası benim sitem benim çöplüğüm. Naçizane elimden geldiği kadar mutfağımda yaptığım yemekleri yayımlıyorum. Ayrıca gittiğimiz restoranları bana göre iyi ve kötü yanlarıyla yazıyorum. Bundan keyif alıyorum ve kendime göre de görev adamıyım yani. Maksat yurttaşlarımız iyiyi kötüyü bilsin. Bir çoğumuz İstanbul'daki çok sayıda restorana gidip ciddi rakamlar ödüyoruz ve de memnun kalmıyoruz. Gazetelerdeki yazılan yazılarsa ne kadar gerçeği yansıtıyor emin değilim. Onların on puan verdiği bir çok mekanın kapısının önünden bile geçmem. Güzel bir hafta dileğiyle...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder