Türk kahvesi ve cappucino ile başlayan kahve serüvenim french press ve filtre kahveyle devam etti. Bir iş gezisi için gittiğim Milano'da tattığım ama isimlerini not almadığım için unuttuğum, çalışanların öğle tatilinde yemek için geldikleri ve yemek sonrası kahve barında enteresan kahvelerin yapıldığı küçük mekandaki tatları unutmam mümkün değil. Sanırım kahve konusunda kendime göre hidayete erdim ve artık espresso diyorum. Ama lütfen bana Amerikan kökenli kahve zincirlerinden bahsetmeyin. Kalitesiz kahve nasıl olur da ederinin bu kadar üzerinde fiyata satılır. Satılır da nasıl böyle talep olur anlamış değilim. Sen gitmedin mi diye soracak olursanız. Gittim elbette, eksik kalır mıyım, çeşitleri de denedim. Ama artık gitmiyorum. Neyse fazla uzatmamayım. Sözü Vikipedi, özgür ansiklopediye bırakalım:
Espresso ince çekilmiş koyu kavrulmuş ve bir haznede biraz sıkıştırılmış kahveden basınçlı sıcak suyun geçirilmesi ile hazırlanır. Espresso makinasında aşağıdaki bölümler bulunur. Su haznesi, su ısıtıcısı, pompa, kahve haznesi.
Su haznesine taze ve oda sıcaklığında içme suyu konur. Makine açılarak özellikle metal kahve haznesinin iyice ısınması beklenir (el yakacak kadar). Beklemeye tahammül olmayan durumlarda metal kahve haznesi kaynar suyla yıkanarak ya da kahve koymadan boşa birkaç kez çalıştırılıp içinden sıcak su geçirilerek de ısıtılabilir. Bu arada espresso fincanları da bol kaynar suyla yıkanarak hatta fincanların içinde kaynar su biraz bekletilerek iyice ısıtılır. Daha sonra bir yemek kaşığı (7 gr.) kadar kahve espresso makinasının metal haznesine doldurulur ve birazcık sıkıştırılırak makinaya takılır. Makinanın düğmesine basılarak pompa çalıştırılır ve basınclı sıcak su (95 - 97 derece) kahve haznesinden geçerek fincana dolmaya başlar. Kahve yeteri kadar ince çekilmemişse su çok bol akar ve kahvenin tadını rengini alamaz. Çok ince çekilmişse su akamaz veya çok yavaş akar bu durumda da çok koyu ve acı bir kahve olur. Bu sebeplerden dolayı espresso makinanıza en uygun incelikte çekilmiş kahve kullanmak çok önemlidir. Kahve haznesinden fincana akan kahvenin rengi ve akışı izlenmelidir. Başlangıçta koyu ve kalın köpüklü kahve bir müddet sonra beyaza yakın sütlü kahve rengine döndüğü anda makina kapanmalıdır. Bu süre yaklaşık 25 saniye kadardır. İyi bir espresso için bir Türk kahvesi fincanının 3/4 ü kadar doldurmak uygun olur. Bunu az buluyorsanız, kahve haznesini boşaltıtıktan sonra tekrar kahveyele doldurup (daha büyük bir fincana) iki kez espresso çekebilirsiniz ki biz buna "Double" diyoruz.
{{Not:Yukarıdaki tarif (kullanım talimatı) yaygın olarak kullanılan yarı otomatik bir espresso makinasına göre yapılmıştır. Her makinanın kendine has kullanım talimatına uyulmalıdır. Ayrıca pompası olmayan, bunun yerine elle çalışan bir kolu olan manuel makinalar olduğu gibi kahveyi çekirdek olarak alıp espresso olarak veren tam otomatik makinalar da mevcuttur.}}
Espresso İtalyan icadıdır. Adını hızlı hazırlanmasından almış olmasına rağmen makinanın ve bardakların ısıtılması, her fincanın tek tek hazırlanması ve sonra makinanın temizlenmesi de hesaba katılırsa pek öyle de hızlı ve pratik bir yöntem sayılmaz. Espresso her zevke hitap edecek birçok başka kahve pişirme çeşdinin de bazıdır. Bunlara bazı örnekler:
Double: İki tek espresso bir fincanda servis edilir.
Cappuccino: Buharla kabartılmış süt, tek yeya double espresso ile karıştırılır. Üzerine kalın süt köpüğü yerleştirilir. Tarçın veya çikolata rendesi ile süslenir.
Macchiato: Bir fincan espresso üzerine çok az buharla yapılmış süt köpüğü eklenir.
Americano: Tek veya double espresso çok sıcak su konmuş bir kupaya eklenir.
Latte: Tek veya double espresso buharla kabartılmış sıcak süt dolu bir kupaya eklenir.
Ristretto: Espresso yaparken su yarısı kadar kullanılır. Yani fincanın yarısına gelmeden makinadan alınır. Çok kuvvetli, konsantre ve nefis bir espresso ortaya çıkar.
Lungo: Fincanın 2/3 ü değilde tamamı dolana kadar beklenerek yapılan Espresso. Tadı acı olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder