Zor doğumumun ardından uzun süredir başvurmak istediğim ve hormonsuz olduğu için tercih ettiğim doğum kontrol yöntemine sıcak bakmayan doktoruma tekrar muayene olmak üzere dün Şişli'ye geçtik. Muayene sonunda uygulamada karar kılan doktoruma işlem bittiğinde malum nesnenin uçağa binerken güvenlik kontrolünde ötme ihtimalini sordum. Kahkahayı basıverdi. Bana göre pek komik değildi ama Arog senin yanında ne ki dedi. Nereden geliyor aklına böyle şey diye de söylenmeyi ihmal etmedi. Neyse kızlar, hepinizin haberi olsun ötebilirmiş. Doktor işimi halletikten sonra yakında bir şeyler yapalım dedik ve Mehmet beni Beşiktaş Balık Pazarı'nın karşısındaki sokakta bulunan Beşiktaş Köftecisine götürdü. Küçük, salaş ve taburelerde oturup köfte, piyaz ve çorba yiyebileceğiniz temiz bir yer Beşiktaş Köftecisi. 1963 yılında Recep Baba lakaplı Recep Parlaöz tarafından faaliyete geçirilmiş. Dükkanın içinde her yerde Beşiktaş posterleri var. Metin Tekin, Ali Gültiken ve Feyyaz Uçar'ın olduğu takımı tanıdım. Diğerlerini çıkaramadım. Zaten futboldan hiç hazzetmeyen ve anlamayan bir insan olarak bu kadar tanımam bile başarıdır. Hava çok soğuk olduğu için Mehmet çorba içmeye karar verdi. Ben de önce ona gelen ezo gelin çorbayı test ettim. Gerçekten çok lezzetli ve içinde kalmış pirinç bulunmayan kıvamlı, içilesi çorba soğukta pek iyi gitti. Sonra köfte, piyaz ve ayran istedim. Kömür ateşinde pişirilen köfte oldukça lezzetli. Yanında servis edilen acı biber ezmesi bence süperdi. Piyazın fasülyeleri de iyi haşlanmıştı ki benim için pek önemlidir. En son Nişantaşı'ndaki Akçabat Köftecisi pişmemiş piyaz servis edip bizi ve yan masadaki müşteriyi çileden çıkartmıştı. Nişantaşı Akçabat Köftecisi de fiyat, lezzet, servis üçlüsü bazında bir daha gidilmeyecekler listesindeki yerini başarıyla almıştır. Toparlayayım. Eğer Beşiktaş civarındaysanız ve canınız köfte çektiyse gelebileceğiniz yegane yer burası olmalı diye düşünüyorum. Fiyatları fast food restoranlardan pahalı elbet ama yüksek değil. Aklıma Nişantaşı Tabure büfe geldi. Orada ödediğimiz hesapla aynı hesap ama yediklerimiz içerik olarak hem daha doyurucu hem de fazlaydı. Son olarak Meşhur Beşiktaş Köftecisi'ni yanındaki diğer köftecilerle (Şöhretler) karıştırmayın derim. Onlar çakmaymış. :o)
Köfte yedikten sonra çarşıda biraz dolaştık ama nasıl soğuktu anlatamam. Arabayı bıraktığımız otoparka yakın olan Kabalcı Kitabevi'nde biraz zaman geçirmek istediğimiz için önce 7-8 Hasan Paşa Fırını'na uğramak istedim. Tatlı, tuzlu çay kurabiyeleri, Selanik gevreği ve Çavdar ekmeği aldım. Portakallı, elmalı, muzlu, üzümlü çeşitleri olan tatlı kurabiyelerini pek beğendim. Özellikle portakallılar çayın yanında süper gitti. 7-8 Hasan Paşa Fırını İstanbul'un tarihi fırınlarından ve pek meşhur. Kısa bilgi: II. Abdülhamit döneminde Beşiktaş’ta asayişten sorumlu kişi olan Hasan Paşa hakkında söylenen o kadar çok söz var ki. Mesela “Thalassa” forumunda yapılan bir değerlendirmede “İkbal merdivenlerini dişi tırnağıyla zorlayıp çıkan Çorumlu Hasan Paşa, okuma yazma bilmemektedir. Bulunduğu makamların gereği olarak imza atması gereken evraklar için de işin kolayını bulmuştur. İmza olarak Arapçadaki “Hı” harfine en çok benzeyen “ters v” harfini, “Nun” harfine en çok benzeyen “v” harfini yan yana çizerek, arasına da “Sin” harfi niyetine düz bir çizgi çekerdi” deniyor. Hasan Paşa böylelikle adı olan Hasan’ı eğri büğrü olsa da imza niyetine kullanırdı. Bu nedenle de ahali arasında lakabı 7–8 Hasan Paşa olarak yayılmıştı. (Bu bilgi, http://www.serencebey.com/tr/articledetails.aspx?articleid=675 sitesinden alınmıştır.)
Kurabiyelerimizi aldıktan sonra Kabalcı'ya geçtik. Kitap ve dergileri karıştırdık. Banu Avar'ın Böl ve Yut kitabını almak istedim ama tükenmiş. Bravo yurdum halkına. Banu Avar'a açık destektir bu. TRT'deki güzelim programı bitirip beni de diğer bir çok insan gibi hüzünlere boğdular. Söyleyecek söz bulamıyorum.
Dip not: Bu hafta süper bir restorana gittim. Onu da detaylıca ve fotoğraflarla en kısa zamanda yazmaya çalışacağım. Bekleyin sürprizimi.
28 Aralık 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Şiddetle kınıyorum sizi hanfendi!!
YanıtlaSilBeşiktaş'a kadar gelip de bizi pas geçmek hiç olmamış.. 7-8 Hasan Paşa Fırını çıkışı "İmge çayı koy, geliyoruz" demeni beklerdim, aşkolsun...
:)) Şaka bir yana, afiyet şeker olsun, ben de bayılırım Beşiktaş Köftecisi'ne.. Fırınların da hepsine, ama en çok Oktay Kurabiye'ye..:)
Vallahi telefonun olsa arardım seni ve köfte yemeye davet ederdim. :o) Oktay ve Hasan Paşa rakipmiş değil mi. Bir dahakine Oktay'ı deneyelim bakalım.
YanıtlaSilözlem hanım orda bir cümlenizi gördüm şöhretler çakmaymış size hiç yakıstıramadım bn suan 22 yasındayım ve kofte hastasıyım türkiyede köfte yemediğim yer kalmadı bunların içinde şöhtretler 1. sırda başlar bilmedn konuşmayın o çakma köfteciyse sizde çakma lezzet uzmanısınız
YanıtlaSilHanımefendi, çakma diye tabir ettiginiz şöhretler, yıllardır gittiğimiz lezzet durağımız, tüm ünlü gurmelerin gittikleri, lezzet kitaplarına girmiş bir mekan, bence araştırma yapmadan o lezzet mekanlarına (çakma) tabirini kulanmayın. GİDİN, GÖRÜN, DENEYİN derim. Yanlış bilgi aldığınızı görüceksiniz.
YanıtlaSilAdsızlar,
YanıtlaSilBirincisi "lezzet uzmanı" bana ağır geldi biraz. Hiç öyle bir iddiam yok. Bu ne şiddet ne celal? Yazının sonuna gülümseyen ikon ekledim görmediniz mi? Yoksa Şöhretler'de mi çalışıyorsunuz siz? Sakin olun kuzum!!!
Sevgiler,
Özlem.