28 Ekim 2008
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!
Cumhuriyet Bayramı benim en sevdiğim bayram. Bu sabah kalkar kalkmaz, her sene yaptığımız gibi bayrağımızı balkonumuza astık. Yarın da Bağdat Caddesi'ndeki geleneksel Cumhuriyet Yürüyüşü'ne ve Fener Alayı'na katılacağız tek bir farkla, Kerem bebekle beraber. Göztepe Parkı'nda hep beraber İstiklal Marşı okuyacağız. Ayrıca bu sene MFÖ konser verecek. Ve biz Ulusal Bağımsızlık Mücadelesi'nin askeri, fikri ve siyasi önderliğini yapmış, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiş,şu anda bu ülkede onurlu ve özgürce yaşayabilmeyi borçlu olduğumuz, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü derin ve sonsuz bir sevgi ve saygıyla anacağız. Ve ben çocuklar gibi şenim.
Dip Not: Justify özelliğini kullanamıyorum. Zengin metin özelliklerinin hiç birini kullanamıyorum ve nasıl düzelecek bu durum bilmiyorum.
27 Ekim 2008
SUÇUM NE HAKİM BEY?
T.C. Diyarbakır 1. Sulh Ceza Mahkemesi 20.10.2008 tarih ve 2008/2761 sayılı kararı gereği bu siteye erişim engellenmiştir. Access to this web site has been suspended in accordance with decision no: 2008/2761 of T.R. Diyarbakır 1st Criminal Court of Peace." ibaresini görmemle hissettiklerimi ifade etmek istiyorum size. 2006 yılında amatörce, heyecanla ve çok severek oluşturmaya başladığım blogumda yemek tariflerimi, bazen iyi bazen de kötü halet-i ruhiyemi, kısaca hayatımdan bir kesiti ifade etmeye çalıştığım, günlerce saatlerce emek verdiğim, keyifli vakit geçirip okuyucuların da aynı şekilde keyif almasını dilediğim sevgili blogum resmen yerinde yoktu yokolmuştu. Kızgınlığımın yanında üzgünüm de. Bir başkasının işlediği suç neden bana da mal ediliyor? Suçum ne benim? Yemek tariflerimi yayınlamak mı? Yoksa keyif alarak okuduğum bir kitaptan bahsetmek veya gittiğim bir film hakkında hissetiklerimi anlatmak mı? Yasak!!! Blogger yasak. Yazmayın. Okumayın. Öğrenmeyin. Düşünmeyin. Araştırmayın. Hangi yüzyıldayız? Bilişim suçlusu muyum ben? Bu konuda yazmak istediğim çok şey var ancak o kadar üzgünüm ki kafamı toparlayıp kelimeleri anlamlı şekilde bir araya getiremiyorum. İmge'nin blogunda bahsettiği dilekçeyi aşağıda yayınlıyorum ve bazı gazetelerin köşe yazarlarına ve gerekli gördüğüm yerlere e-mail ile gönderiyorum. Bunun dışında siteme sansüresansür.org'un bannerini ekliyorum.
"Sayin İlgili
Bir çok kişinin özel ve zararsız, hatta çoğu zaman yararlı bilgi paylaşımı ortamı olarak kullandığı, dünyanın dört bir tarafından ulaşılması dolayısıyla ülkemizin tanıtılmasına katkı sağlayan, "blogger.com" alan adı altında var olan tüm blog sitelerine erişimin yasaklanmış olduğunu üzülerek öğrendik.
Bu alanda blogları bulunan ve bunlara günlerce, aylarca, hatta yıllarca emek vererek öğrendiklerini kaydeden ve paylaşan insanlara söz konusu yasak kararı ile yapılan bu haksızlığın durdurulmasını istiyorum.
Bildiğiniz gibi mahkemelerimiz bir çok nedenle İnternetde çeşitli weblere erişimi yasaklıyorlar. Mahkemelerin çoğu kez tedbir kararı olarak aldığı bu karar uygulamada çok büyük adaletsizliklere yol açmaktadır. Alınan karar çoğu kez tek bir nesne (bir video, bir mesaj, bir yazı) nedeniyle alınmış olmasına rağmen, uygulamada o nesneyi içeren en büyük bağımsız birimi yasaklanıyor. Bu en basit anlatımıyla, bir kitap yüzünden koca bir kütüphaneyi tümden kapatmaktır. İşin acı tarafı bu yasaklama sadece Türkiye'deki vatandaşlarımıza uygulanıyor. Yasaklamalar, suçsuz yurttaşlarımızın öğrenme ve iletişim haklarına zarar verebilmektedir. Bu adaletsizliği önlemekte Kurumunuza da düşen bir görevi olduğunu düşünüyorum. Yasaklamak istenilen tek bir nesnenin kolayca tek başına yasaklanabileceğini dünyada bilinen bir teknolojidir. Bunu devlet adına Telekomünikasyon Kurumunun kolayca yapabilecek teknik beceri ve mali kaynaklara sahiptir..
Bu çağdışı yasağın kaldırılması için gereğinin yapılmasını rica ederim.
Saygılarımla"
22 Ekim 2008
DİVAN'DA 7 YTL, IN BAKERY'DE 4 YTL
21 Ekim 2008
AMASRA
Doğal yaşlı ormanları, sarp kayalıkları, akarsuları ve meralarıyla önemli bir yaban hayatına sahip olan bölge, bitki ve hayvan çeşitliliği, yaşlı ağaçları ve barındırdığı nadir türleri ile doğa koruma açısından olağanüstü önemdedir. WWF’ye göre, Türkiye ormanlarının öncelikli olarak korunması öncelikli dokuz "sıcak nokta"sından biri olan bu alan, Avrupa’da elde kalan doğal ormanların en güzel ve en yabanıl örneklerini sergilemektedir. Yörede 109’u endemik, 49’u nadir bitki türü bulunmaktadır. Bozayı, vaşak, susamuru, ulugeyik gibi tehlike altındaki hayvanları da barındıran bölge, Türkiye’deki memeli türlerinin en az 40’ına sahiptir. Ayrıca, 38 familyaya mensup ve 46’sı tehdit altında olan 129 kuş türünün bu bölgede yaşadığı kaydedilmiştir.
Batı Karadeniz’in hassas kıyı ekosistemleri, rüzgâr, deniz akıntıları gibi nedenlerle kilometrelerce batıda bulunan Çatalağzı Termik Santrali’nin küllerinden bile olumsuz etkilenmektedir. Bu mesafeden Amasra ve doğusundaki koylar ile kıyı kumullarının zarar göreceği açıktır. Ne yazık ki santralin kurulacağı bölgenin tarım toprakları, bitki örtüsü ve deniz canlıları, santralden çıkacak kül ve temizlenmeden denize verilecek soğutma sularından zarar görecektir. Ayrıca bölgede önemli geçim kaynakları olan ekolojik turizm, tarım, arıcılık, büyük baş hayvancılık ve balıkçılık büyük darbe alacaktır. "
20 Ekim 2008
PASİFLORA ŞİŞESİNDE BALIK OLSAM!
17 Ekim 2008
PEGASUS HAVA TAŞIMACILIĞI ANONİM ŞİRKETİ= İŞ BAŞVURUSU YAPABİLMEK İÇİN 10 YTL PARA TALEP EDEN ŞİRKET
16 Ekim 2008
OKUYORUM: İSTANBULLULAR, BUKET UZUNER
Cep boy kitap serisine bayıldım. Hem baskı kalitesi güzel, hem küçük çantama sığıyor ve hem de ucuz.
Sevgili İmge'nin blogunda (http://imgetan.blogspot.com/2008/08/beyaz-zambaklar-lkesinde.html) bizlere tanıttığı Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Grigoriy Petrov kitabını bitirdikten sonra Buket Uzuner'in İstanbullular'ına başladım. Beyaz Zambaklar Ülksinde'yi okurken zaman zaman heyecanlandım bizim ülkemizde de burada yazanlar uygulanabilir mi diye ama zaman zaman da üzüldüm ve hayal kırıklığına kapıldım. Özeleştiri yapmam gereken, kitabın bir bölümünde eğitimli kesimin herhangi bir nedenden dolayı eğitim alamamış halk kesimlerini küçümsemek veya hakir görmek belki de yokmuş gibi davranmak yerine onlara faydalı olmak veya olabilecek etkinliklerde, davranışlarda bulunmak gerektiği tavsiye olunmuş ki ne yalan söyleyeyim kendimi sorguladım. Zaman zaman bunu ben de yapmıyor muydum? Evet yapıyordum. Bizlerin böyle bir konuda özverili olması gerektiği konusuna şiddetle katılmakla ve hak vermekle beraber söz konusu insanların da "öğrenmek" ve "anlamak" konusunda iyi niyetli ve ısrarcı olduklarına inanmak istiyorum. Ve bu kitabı her vatandaş okumalı diye düşünüyorum.
Gelelim İstanbullular'a. Kitabın henüz üçte birini okudum. Akademisyen Belgin Gümüş, heykeltraş Ayhan Pozaner, emekli tarih öğretmeni Kemalist Ulviye Yeniçağ, barmen İlyas Baturcan, Belgin Gümüş'ün eski kocası Mehmet Emin Entek ve Entek'in sevgilisi ve "pörsınıl" asistanı Tijen Derya, tuvalet temizlik işçisi Hasret Sefertaş, Boğaziçi Üniversitesi'nde profesör Yannis Seferis, San Francisco'lu turizmci Susan Constance, Belgin Gümüş'ün arkadaşı Ayda şu ana kadar tanıştığım roman kahramanları. Evet kitap karakter açısından oldukça kalabalık ve Buket Uzuner detaylı detaylı anlatıyor. Bazen ülkemizdeki sorunlardan bahsediyor, bazen aşktan, duygulardan. Şu ana kadar çok keyif alarak okudum kitabı. Bitince de yazmak isteyeceğim noktalar olursa ekleyeceğim.