Aklımdaydı bir türlü yazamadım . Son dönemde bebişi anneme bir kaç saatliğine bırakıp küçük kaçamaklar yapabiliyoruz. Bunlardan biri Pucci+ diğeri de Ataşehir'deki İl Padrino+. Bu "plus" olayı da pek bir moda oldu. Bugün Taksim Gümüşsuyu'ndaki Pucci'den bahsedelim biraz. Manzarası, müşteri kitlesi, yemekleri ve dekorasyonuyla pek hoş geldi bana Pucci. Biz öğle yemeği için gidebildik doğal olarak ve biz gittiğimizde restoranda civardaki beyaz yakalılar, bazı bohem tipler ve bir de Japonlar vardı. Öğle yemeğinde promosyonlu suşi mevcut, meraklısına duyurulur. Gelelim ne yediğimize. Ben emzirdiğim için alkol almadım, oysa şarap mayalı meyve kapsamında içilebilirmiş. Mehmet bira tercih etti. Yemek olarak "ızgara levrek salata"yı bölüştük. Hem levrek hem kırmızı et olur mu olmaz mı derken "Cafe de Paris soslu bonfile" ısmarladım. Neymiş insan obur olunca oluyomuş. Sevgili Mehmet "Pucci bonfile"de karar kıldı. Bana göre Pucci'deki tek problem bir ara mutfaktan geldiğini sandığım kızartma kokusuna benzer garip kokuydu. Ama keyfimiz pek yerinde olduğu için onu da önemsemedik. Daha sonra Mehmet'in bir arkadaşı doğum gününü mekanda kutladı tabi biz bebişkomuzu bırakamayacağımız için katılamadık. Bence akşam yemeğine de gitmek gerek.
7 Şubat 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder