31 Ağustos 2008

KEREM BEBEK İŞ BAŞINDA!


Fotoyu çektim ve aklıma makinede elektrik kaçağı olabileceği geldi. Çıkmasına bir daha izin vermedim. Çok şeker değil mi?:o)

İŞ ARIYORUM

Yeniden iş aramaya başladım. Bir kaç görüşmeye de gittim ama durum pek parlak görünmüyor. Ülkemizin içinde bulunduğu sosyal, siyasi ve ekonomik konjonktür göz önüne alınırsa "vahim" kelimesi durum için daha uygun görünüyor. Linkedin.com'a kayıt oldum ama tanıdık pek kimseyi bulamadım. Acaba profesyonel iş aramaktan vazgeçip bir pasta börek dükkanı mı açsam diyorum? Zira mezun olduktan sonra yaptığım iş görüşmelerimi kayda alsaydım herhalde 40 bölümlük bir sitcom olurdu. Yemek blogunda bu yazının ne işi var diye sormaya kalkmayın sakın. Yazarım yazarım blog benim değil mi sevgili okur? Biraz stres atmam gerek. Sanırım TR sınırları içinde bebeği olan bir kadını işe almak isteyen şirket yok. Amerika'da diskriminasyon sayılan bu tarz tutumlar yurdumda maalesef olağan statüsünde. Bebeğim olmadan önce de Özlem Hanım siz 30lu yaşların başındasınız ve şu kadar senedir evlisiniz. Bebek düşüncesi vardır değil mi? Bazen çok açık, bazen üstü kapalı. Bebeği olupta çalışanları işten mi atıyorsunuz anlamadım ki. Üstelik ben pek marifetliyim bir bilseniz nasıl organizeyimdir. Evimde her şey milimetrik düzendedir. Bebeğimi, evimi ve işimi bir arada yürütebilirim. Bir deneseniz diyorum!!!

30 Ağustos 2008

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!




GENÇLİĞE HİTABE'DEN :
...Bir gün istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin. ..'
...Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Gazi Mustafa Kemâl ATATÜRK
20 Ekim 1927

28 Ağustos 2008

KEREM'İN DOĞUM GÜNÜ PASTASI ve ŞEKER HAMURLU KURABİYELERİ



Kerem'in doğumgününü Amasra'da maaile kutladık. Kuzenler, teyzeler, enişteler,anneannesi ve ninesi. Küçük adam bu kalabalıktan pek memnun kaldı. Tek sorunsa Amasra'daki pastanelerde istediğim gibi doğumgünü pastası bulamamamdı ki bunu da çözdüm. Deniz temalı pastayı kendim yaptım. Ayrıca bu da benim ilk şeker hamurlu pastam. Yorucu ama keyifli bir çalışma oldu. Yetmedi şeker hamurlu kurabiye de yaptım. Kerem küçük olmasına rağmen farklı renkler hoşuna gitti ve yemekten çok mıncıklamakla yetindi. Orhun ve Nehir de ona eşlik ettiler. Pasta için Amasra'da Salı günleri kurulan halk pazarından taze böğürtlen aldık. Pandispanya tarifini Emel Başdoğan'ın kitabından aldım. Ara krema da oradan. Üzerini krem şantiyi oldukça katı kullanarak sıvadım. İki adet pandispanyadan yaptığım için kalın ya da yüksek desek daha iyi. Şık bir pasta oldu. Ara katmanlarda da elbette böğürtlen var. Zaten Kerem de yiyebilsin diye çikolatalı bir pasta yapmak mümkün değildi. Annemin evindeki imkanlar da kısıtlı olduğundan elimden bu kadarı geldi.

LE PAIN QUOTIDIEN MAKARNA SOSLARI VE SÜRÜLEBİLİR ÇİKOLATALAR


Kerem diş çıkarmaya çalışıyor. Ne çıkmaz dişmiş bu Kanin dişleri. Ben de vallahi diş çıkaracağım bu gidişle. Sitedeki sorunla ilgilenemedim çünkü ilgilenecek ne halim ne de vaktim var. MMR aşımızı olmuştuk. Onun ve diş olayının etkisiyle ishal ve ateşimiz var. Sürekli "enne" (anne) diyerek bacaklarıma sarılı şekilde bütünleşik yaşadığım oğluşumun haline çok üzülüyorum.

Şimdi gelelim asıl konumuza eski gönderilerden birinde makarna sosu aldığımı yazmış kullandıktan sonra fikrimi paylaşacağımı belirtmiştim. Le Pain Quotidien'in makarna sosları Barilla'nın marketlerde satılan makarna soslarından çok daha doğal olmakla beraber, evde taze malzemelerle hazırlayacağınız basit bir sosun yerini kesinlikle tutamaz. Lezzet olarak beklentimi karşılamadı. Fesleğenli olan kaparili olana göre bir derece daha lezzetli ancak sarımsak eklemek gibi küçük bir atraksiyonda bulunmanızı öneririm. Bununla beraber hazır sos kullanmak zorunda kalırsanız kesinlikle kullanabilirsiniz. Barilla soslarında kimyasal tat hissederim ben. Bunlarda öyle bir durum yok. Fotolarını çekmeyi unuttum ama sürülebilir çikolatanın fotosu var. Az sonra...


Eski bir Nutella güzeli olarak ( bu arada TR sınırları içinde satılan Nutella kavanozları ile yurt dışındakilerin tadı tutmuyor niyeyse...) Le Pain Quotidien'in sürülebilir siyah çikolatasını beğendim. Hatta bu sıcakta sabah kahvaltımı espresso ve çikolatalı ekmekle yapıyorum. Dayanamadım kışı bekleyemeden aldım. Sırf sizi bilgilendirmek için desem inandırıcı olur mu acaba :o) Efendim, alınız yiyiniz çok başarılı. Sürülebilir çikolataların üç çeşidi var. Siyah, fındıklı ve pralin. Pralin de en kısa zamanda denenecek.

22 Ağustos 2008

SİTEME NE OLMUŞ?

Moralim bozuldu. Sitedeki eski yazılarıma bir haller olmuş. Okunmaz haldeler. Blogger şekil şemal değişikliği yapmış da ondan mı olmuş? Henüz anlamadım. İmdat!!! Teknik servis var mı teknik servis? Yazacak bir sürü gönderim var ama önce bunları düzeltmem lazım yoksa obsesif kompulsif tarafım dürtüp duruyor!!!

8 Ağustos 2008

GİDİYORUM

KISA BİR TATİL PLANLAMIŞTIM AMA İKİ HAFTA KADAR AMASRA'DA OLACAĞIM. GÖRÜŞMEK ÜZERE.

6 Ağustos 2008

KULİNDAĞ

Kulindağ'ı NTV Yakın Yeler programında izledikten sonra kesin gitmek gerek diye düşündüm. Rezervasyon için aradığımızda özellikle Pazar günleri sabahtan öğlene kadar yoğun olduklarını öğrendiğimiz için Cumartesi gününü tercih ettik. Web sitesinde tarif edilen güzergahı kullandık ancak dönüşte dolambaçlı bir yol tarif edilmiş olduğuna kanaat getirdik. Otoyoldan Riva'ya gider gibi gidip mümkün olan en son noktadan Mahmut Şevket Paşa Köyü'ne gidilebilir. Oysa web sitesi bizi Polonezköy üzerinden dolambaçlı yollardan yönlendirdi. Kulindağ, Kavacık'tan 17 km. (yaklaşık 20 dakika) uzaklıkta, Mahmut Şevket Paşa Köyü çıkışında bulunuyor. Kulindağ'a yaklaşırken web sitesinde 300 m denilen stabilize yol bana 3 km gibi geldi ve gerçekten kötü bir yol. Yağmur ve karda off-roadçu değilseniz hiç tavsiye etmem. Karşı yönden araç gelirse de problem olabilir. Ayrıca eğimli arazi üzerinde bulunduğundan, merdiven ve yüksek teraslar var. Bu yüzden çocuklar için tehlikeli, sürekli dikkat etmek gerekiyor. Biz Kerem'i yukarı çıkardık ama pusetini almadık ve sürekli gözetmek zorunda kaldık. Bir masaya konuşlanıp, sipariş vermek için bekledik. Servis elemanları amatör ve iyi niyetli. İstanbul'dakiler gibi gözleri henüz açılmamış. Mehmet bir kaç kez sipariş vermek istediğini belirtti ve biraz geç de olsa sipariş verebildik. Gelelim ne yedik ne içtik ve yemekler nasıl? Ortaya ızagara köfte, sebzeli makarna ve mevsim salata söyledik. Kendi hazırladıkları doğal limonatalardan sipariş ettik. Limonataları House Cafe ya da Zazie'deki gibi değil. Limon, şeker ve su ile yapılmış sıradan bir limonata. Izgara köfte çok lezzetliydi. Makarna için uğraşıldığı anlaşılıyordu ancak makarnanın kendisi lezzetsizdi. Sebzeli, tereyağlı sosu içine çekememişti. Salata taze yapılmıştı ve ekmekler de çok lezzetliydi. Yemek faslı bitince mekandan ayrıldık. Hava çok sıcaktı ve biz Kulindağ'ın serin olacağını düşünmüştük ama tepelerin arasında kalıyor ve sıcak. Kulindağ'da yürüyüş parkurları var. İnsanlar trekking, kamp, doğayla bütünleşme gibi amaçlarla buraya geliyorlar. Doğayla bütünleşelim ama bu sıcakta böyle dağ, tepe, dere bayır yürümek bana göre değil. Biz ayrılırken bir grup aktivite için dağ evlerinde kalmaya gelmişti. Sonuç olarak Kulindağ'ı abartılmış buldum. O kadar yol gitmeye değmez. NTV'de yayınlanınca talep artmış. Gene de siz bilirsiniz.